Hiç İslam dinimizin günümüze geliş sürecini merak ettiniz mi ?

Hiç İslam dinimizin günümüze geliş sürecini merak ettiniz mi?.. Belkide tepki göstereceksiniz ama bu konular yazılmak zorunda. Dünyanın ölümcül dinler savaşı tarihi Kerbela ile başladı. Bu bela meydanında Peygamberimizin can paresi İmam Hüseyin hz katledildi. Dünya artık hiç bir zaman eskisi gibi olmayacaktı. Olmadı da. Ya Hakkın yolunda idin, ya da müsriğin yanında. İlk ayrılık tohumları atılmıştı bile. Halbuki tüm peygamberlerimiz aynı şeyi söylüyorlardı. Zayıf olan İnsan ırkına temiz yaşamayı öğretmeye çalışıyorlardı.
Cebrail As,Şimşek hızında yer ile gök arasında mekik dokuyordu. Dinler tarihi yüz binlerce belgeye dayanarak 124.000 peygamber gönderildiğini belirtmektedir. Peki Dünyada yaratılmış üçüncü insan olan Kabil, yaradılmış dördüncü insan Habil’i neden öldürmüştü.
Yani mantıklı düşünürseniz dünyada yaşayan 4 kişisiniz. İnsan öz kardeşini neden öldürür?.. İşte soru işaretleri burada başlamaktadır. Burası Mezepotamya. Burada kavga tarihle yaşıt. Dünyanın bu kirli geçmişinde çok olaylar yaşanmıştır, fakat hiç birisi Kerbela kadar can alıcı olmamıştır. Hala da can almaya devam etmektedir. Horasan’dan hareket eden Türk akıncıları Kerbela’ya gelip can parenin canı Zeynel Abidin’i bu bela meydanından çekip çıkarmıştır. Horasan’da bir müddet misafir edilen Zeynel Abidin kutsal topraklar güvenli olunca geri götürülmüştür. Peki uğruna viyana sınırlarına dayandığımız İslam dinimiz ile Türk milletinin hikayesi nedir. Türkistan’ın Yese şehrinde bir mutasavvıf Dünya dinler tarihine yeni bir boyut getirecek bir plan yapmıştır. Adı Piri Türkistan Hoca Ahmed Yesevidir. Gök Tanrı inancından Tasavvufa geçiş sürecinin baş mimarı olan Yesevi, 63 yaşını geçtikten sonra günümüzde haddi aşmak olarak kullanılan deyime istinaden yer altında bir çilehane yaptırıp kendisini diri diri mezara gömmüştür. Öyle bin yıllık bir plan yapmak kolay değildi. Anadolu sürecini de şöyle özetleyebiliriz. Moğol istilarından illallah diyen mutasavvıflardan olan Mevlana Celaleddini Rumi ile Hacı Bektaşi Veli hz.aynı yıllarda Anadolu’ya yerleşmişlerdir.
Büyük Selçuklu Veziri Nizamül mülk’ün Elemut kalesinde hasan sabbah’ı bitirmesiyle son bulan kendisinin de şehit edildiği bazı olaylar yaşanmıştır. Ama Nizamül mülk’ün büyük gayretlerine rağmen dünyanın baş belası İran devletinin kurulması engellenememiştir. Yıl 1270 civarında Anadolu’da görevlendirilmiş iki mutasavvıf olan Hacı Bektaşi ve Mevlana Hz tekrar bin yılın planını aynı dönemde yapmıştır. Hacı Bektaşi Veli hz önemli öğrenciler yetiştirmiştir. Karaca ahmet sultanı İstanbul’a, Hacı bayram Veli’yi Ankara’ya yanında 32 yıl baş ibriktarlık (genel sekreterlik) yapan soy Dedem Saru İsmail sultan’ı Osmanlı kurulmadan önce Kütahya’ya görevlendirmiştir. Olaylar mühürler ile sabittir..Mevlana Celaleddin Rumi hz de Esrarname (sırlar kitabı) na sahipti. Bir çok öğrenci yetiştirip dünyanın dört bir tarafına gönderdi. Yani gelmiş geçmiş hiç bir liderin açıklamaya dahi cesaret edemediği bir gerçek vardı. Bektaşilik ile Mevlevilik aynı şey idi. Atatürk öylesine derin bir devlet adamıydı ki tekke ve zaviyeler kanununu uygularken Bektaşi ve Mevlevi dergahlarına dokunmamıştı. Biliyordu ki İslam dini bu iki dergahta yaşanmaktaydı. Dünyanın tanıdığı en güçlü İmparatorluk olan Devleti Aliyye’nin genelkurmayı sayılan Yeniçeri ocakları’da bu iki dergah ile vucud bulmuştu. Bulunduğumuz topraklar medeniyetlerin beşiğidir. Bilinen en değerli topraklara sahibiz. Aradan 5000 yıl geçsede bu topraklarda kan hiç bitmeyecektir. O yüzden bu topraklar Allahın biz Aziz Türk Milletine bir emanetidir. Peki günümüzde dahi aktif olan bu şıhlar, şeyhler kimdi. Nasıl böylesine muhteşem bir mirasta kendilerine rol buluyorlardı. Yakın tarihimizin en zeki insanı olarak kabul gören Albert Einstein şöyle bir söz sarfetmiştir. Dünyadaki bütün meslekleri tetkik ettim, din ticareti kadar para kazananı görmedim demiştir. Bu sadece bizim dinimizle alakalı bir durum değildir. Hrıstiyanlar ve museviler de üçe bölünmüştür. Rant odakları her dinin kapısını çalmıştır. Şimdi size acizane ve zor bir soru soracağım. Hakkın yanındamısınız yoksa küffarın yanında mı?.. Peki ne yapılması gerekmektedir derseniz?.. Bin yıllık bir plan ve inanın benim hiç bir fikrim yok.
Galip Gezer
(Cengiz Aygün beyefendi ile www.cengizaygun.com.tr ekibine yazımıza yer verdiğinden dolayı teşekkür ederiz.)